var. Sual sormağa - AlıntıSöz
Evde bir ölüm sükûtu
var. Sual sormağa korkuyorlar. Ah bir sprsalar da seni
anlatsam... Ah bu rezil dünya seni tamsa, seni öğrense,
seni anlasa... Kurbanın olurum Leylim, kendini üzme,
boşu boşuna haksız yere kendini üzme, kurtar kendini.
Bak, yanında ben varım. Seninle olduktan sonra yapamayacağım
ne vardır? Önce kendine inan, kendini sev,
sonra bana bel ver, bana yaslan, bak yaşaman nasıl
aslî cevherini gösterecek. Üzme hiç kendini, ölürüm
sonra. Ölmek, hiçbir şey değil. Sen böyle canlı, sıcak,
dost, aziz ve en güzeli sevgiliyken ölmek, acı da olsa
katlanılır. Ama senin bu bedbin halini görmek... îşte
mesele burada. Artık tek mısrâ yazamam, bir satır
uyku uyuyamam. Yerin dibine batsın hepsi. Ne bok
yemeğe sana iki yıl daha önce rastlayamadım. Ben ki
29 yaşındayım. Ama binlerce yıldır seni arıyor, hasretini
çekiyorum.
Diğer Ahmed Arif Sözleri ve Alıntıları
- ?''El, ayak buz kesmiş, yürek cehennem...''
Ahmed ARİF / Karanfil Sokağı - Üzme hiç kendini, ölürüm sonra. Ölmek, hiçbir şey değil. Sen böyle canlı, sıcak, dost, aziz ve en güzeli sevgiliyken ölmek, acı da olsa katlanılır.
- Gitmek,
Gözlerinde gitmek sürgüne,
Yatmak,
Gözlerinde yatmak zindanı.
Gözlerin hani? - Kimselere mecbur olmadım, olmam da.
Yiğitliğim ve rivayet olunan
erkekliğim, bundandır... Ama senin
mecburun olmak, beni hiç mi hiç
küçültmüyor. Aksine yüceltiyorsun,
İNSAN ediyorsun, yaşatıyorsun... - Kayb, berbat ve sessizim... Sessiz ve dolu:(...)
Hınca hınç mısra doluyum. - Ben senin mecburunum - başkaca yokum - yasak şiirimdir her halin ayrı - isyanını seviyorum genç, güzel, cesur...
- Zaten yaptığımız ne ki? Kimsenin karnında açlığı, ayağında yalınlığı ve sırtında çıplaklığı kalmasın diye ömrümüzden bir parça vermek. Hepsi bu.
- Kaderimiz bir tuhafsa, ömrümüzü dolu bir kadeh gibi sindire sindire içemediysek, günahı boynumuza değil.
- Bak nerelere aldın götürdün. Utanmalı, küfretmeli, kendimi öldürmeliyim; bu uzak, manasız ve korkunç düşleri sana nasıl yanaştırabildim diye. Sen ki bir yaşama anıtı olabilirsin. Affet bu "anıt" lafı soğuk, yakışık almadı. Dur bakalım, bir kelime bulmalıyım. Rüya! Ne güzel. hem de kalemden akan bu sızı kadar gerçek.
- Seviyorum seni çıldırasıya...